9 Ekim 2007 Salı

Aşkına Üşüyorum

Sıradışı bir yaşamdı seni sevmekle başlayan.




Gözleri acıyandık bakarken uzaklara..

Bir varmış bir yokmuşla başlayan

Bir masalın kahramanlarıydık..

Belki asırlar sonra Leyla ile Mecnun’un

Yitik ruhlarıydı vücutlarımızda can bulan...



Duymadığımda seslenmediğinde

Kulaklarımdaki çığlıktı ölüm...

Ve biz sonunda sobeledik ölümü en tatlı haliyle..




Çengelli iğnenin ucuna asanlardık yüreklerimizi...

Ve kan damlarken sevdayı yudum yudum içenlerdik.

Boşverenlerdik herşeye, sevdanın yeni şekline bürünenlerdik.

Yasaktın bana, yasaktım sana..

Sona ermiş görünen ama asla son olduğu bilinemeyen

bir olguydu yaşayamadıklarımız.

Sen vardın ben ise yokluktum


Adımız aşktı bizim, adımız hüzündü..

Kimsenin anlayamayacağı, bir paranteze sıkışmış kalan

noktalama işaretlerinin artık hükümsüz olduğu

bir sevdaydı adımız...

Şizofrenliğimin aykırılığı kadar aykırıydı sevdamız..


Oynadığımız körebe oyununda ebe olanlardık,

bir türlü sobeleyemediğimiz geleceğimizle..

Bakışlarla konuşanlardık, ukala ses dalgalarının inadına...

Yüreklerimizle görenlerdik, gören gözlerin aksine..

Ve biz kelimelerle sevişenlerdik tensel yakınlığı göz ardı ederek..


Ne çok sevdin beni... ne çok sevdim seni.. ne olduğunu anlamadan açılan sevda parantezimiz, yine ne olduğunu anlamadan kapandı.. Üç noktalarla devam etmek istedikçe, inadına tek nokta oluyor artık cümlelerimizin sonları.

Devrik hayatlarımız gibiydi cümlelerimiz de... düz bir hayattı oysa istediğimiz.


Belki de devrikliğiydi cümlelerimizin, hayatımızı anlamsızlaştıran.

Gittiğinde, kal diyemeyendim, iki damla gözyaşını saklayandım senin için gecelere...


Gittiğimde kal diyemeyendin yaptığın en zor seçimle...


Aşkına üşüyorum... sessizce...şizofrence..


'Seni sevmek sevgili, seni özgür bırakmaya razı olmaktı...'


Sema Şener

Aşk Gülümser İnsana





Sisli bir gecede yolunu kaybetmiş bir gemiydim

Limanına gelmeden önce..

Yıllardır karaya ayak basmamış gemicilerin

Susuzluğu vardı bende.. hayata aşka..

En çok da sana..


Asırlar öncesinden vurgundum ben sana..

Doğmadan öncede biliyordum seni..

En girdaplı gecelerimde

Tanrıdan defalarca dilediğim en büyük dileğimdin..






Kollarında kimsesiz bir aşkla geldin bana..

Senin için dedin..

Derler ya aşk ölümün sevgilisidir.

Ölümü hatırlattın o an bana.

Ölürüm dedim ben sana.

Ölürüm..


Anladım ki aşıktım anladım ki ölümdün sen bana…

Ne zamanki ölüm göze alınır işte aşk o zaman aşk..

İşte aşk o zaman gülümser insana..


Ey sevgili, en sevgili…

Bana çocukluğumu geri veren can yarım..

Çocukluğumdan kalma bir sevinçsin

Ömrümün ortasında bana bahşedilen..


Çıldırtan yalnızlığımda kanayan bir sessizlikti yokluğun..

Şimdilerde daha iyi anlıyorum sana dairmiş tüm bekleyişim…


Geldin.. artık ben varım dedin..

Geldin.. tutup elinden aşkı, beraberinde hayatı bana verdin..

Geldin..cümlelerim karaydı aka çevirdin…

Geldin.. tüm sanallığını yalanlarcasına ben gerçeğin ta kendisiyim dedin..


Tüm ruhunla beni sevdin..

Yüreğini verdin..

Tek yürek atımı sevdayı bellettin..



Hayallerim canımı yakmıyor sanrılarım acıtmıyor…

Acıtsa da ne fark eder ki..

Senden diye acıyı bile sevmişim ben..


Umut verdin..

Gelecek var dedin..

Bu bizim masalımız, masalımızda gözyaşı yok dedin..


Kapattık tüm acılarımızı beklentilerimizi

Ve içinde biz olmayan geçmiş hayatımızı tozlu bir sandığa

Ve açılmasın diye kilitler vurduk üzerine..

Tüm güzel tümceler kaldı şimdi elimizde..

Zamanı geldikçe kullanırız diye..


Ölümü göze aldık ya sevgili, aşk gülecek artık bize..

Senin arayışların benim çağrılarımdı belki

Köhne hayatın dar çemberinde bizi bir araya getiren..


Hani olmaz zamanların bir yerlerine sıkışıp kalan

Çığlıklarımızdı belki de bizi birbirimize fark ettiren..

Sendin.. bendim.. ne zaman biz olduk..

Yoksa sen bensin de ben sen miyim..


Geleceğin geçmişinde, geçmişin geleceğinde hayatımın kalan zamanlarının sayılırlığına bakarak gülümsüyorum hayata…


Ey, hayat… yaptın yapacağını.. ve eğilip beni de öptün alnımdan sonunda…


Sema ŞENER

Alışma Bana Yüreğim (Yollanmamış Mektuplar)



Kelimelerin büyüsü kayboluyor sanki yavaş yavaş.. Öncelerde tek bir kelimem yeterken yüreğine akmama, şimdilerde ise bir dizi kelime yetmiyor ruhuna dokunmama... Oysa ki, aşktan öte bir duyguyla bağlıyım ben sana..



Hani 'öyle alıştım ki sana, benden bir parça oldun sanki' demiştin bana.. Alışma sevgili, sakın alışma bana. Alışkanlık önce heyecanı unutturur sonra ardından sıradanlık gelir çarçabuk. En sonda aşk yüreğinden çıkar gider ne olduğunu anlamadan.. Alışma bu yüzden bana, ne olur alışma. Aşkımı yüreğinden çıkarma..



Her an elinden kayıverecek bir kum tanesi olduğumu düşün. En ufak bir rüzgarda uçuverecek, bir yağmur damlasıyla akıp gidecek bir kum tanesi... Önce yüreğinde sakla o kum tanesini.. Kimseler görmesin. Hani derler ya 'aşkımıza nazar değmesin'.. Görmesin kimse beni yüreğinde, sonra da yüreğinde unut beni. Yaşarım orda sessiz, kimsesiz.. Ama alıştım deme bana, hayatında olmama alışma sevgili, çünkü ben bir kum tanesiyim senin elinde.


Sana şimdilerde sadece yüreğim demek istiyorum sevgili.. Sana yüreğim demek istiyorum.. Öyle büyük ki benim yüreğim.. Şairin de dediği gibi 'seni yüreğim kadar seviyorum'.



Sana 'yüreğim' demek istiyorum, çünkü her atışında bana yaşadığımı hissettirendir yüreğim. Sana 'yüreğim' demek istiyorum, çünkü en değerli varlığım, yaşama nedenimdir yüreğim.



Bir kum tanesiyim ben..ürkek, narin, kırılgan.. öfkesi rüzgarla birleşince yüzünü acıtan bir kum tanesi.. Yüreği başka bedende atan, sevgisi dünyalar kadar olan.. Yok yok dünyalar kadar değil, ne güzel de demiş ya şair 'seni yüreğim kadar seviyorum'...



Binlerce kum tanesi içinde bir kum tanesiyim sadece..

Sana aşık, sana deli..

Bırak seveyim seni zamansızlıklar içinde..

Elinden kaymama izin verme 'yüreğim'..

Sana alışmama da..




Sema ŞENER

Adını Sen Koy




Sonu gelmez akşamların
Aşifte nazlanmalarında demlenmekte acılar..

Ötelerden gelen seslerin yankılarını dinlemekte yürek..

Henüz doğmamış yarınlara gebe olan bugünde

Yaşanacak ne kaldıysa kederden öte,

Hepsi yaşanmakta gerçekliğe inat sanrılar,

Tüm çıplaklığıyla..


Ne kalmış ki duygulardan yoksun kalmış zavallı bedenlerde..

Tüm ruhlar gönül depremleriyle sarsılmakta

Sevdadan arta kalan hayal kırıntılarında..



Acılara ev sahipliği yapan yürekte oluşan kan pıhtılarını

Aspire edemiyor hiçbir şairin çığlıklarla bağıran dizeleri..
Pes mi etti gönüller hayata karşı koyma mücadelesinde..

Gelişigüzel yaşanan olağan hayatlar dışında,

Yaşamak istediğimiz hayat mı yaşanmak zorunda kalınan..

Beyinlerin kıvrımları arasına yerleşen

Sinsi kederler daha kaç uykusuz gecelere sebep olacak?

Nihayeti olmayan duygusal intiharlar bir yerde bitmeli artık..

Bitmeli depremlerle yok olan bu canın yangınları..

Sonlanmalı küller üzerinde yapılan slow parçalar eşliğindeki tangolar..

Kelimelerin canı yanmamalı artık..

Kelimelerim susmalı..


Dilimden düşürmediğim nihavent ezgiler eşliğinde

İzin veriyorum kendime dinlenmek adına..

Kırk parçaya bölünmelere son verdim..

Gözlerim uykuya hasret..

Kirpiklerim birleşme heyecanıyla yanarken


Son veriyorum yazmalarıma...


“Bu bir veda mı.. Kaçış mı gerçeklerden... Koyamadım ben adını...Bir iyilik yap bana ve...

Hadi şimdi sen koy bunun adını”



Sema ŞENER

Bunca Kalp Kırıklıklarına Rağmen, Küçüklüğümde Yaptığım Gibi Rüzgarı Arkama Alıp Bağırmak İstiyorum

Bunca Kalp Kırıklıklarına Rağmen, Küçüklüğümde Yaptığım Gibi Rüzgarı Arkama Alıp Bağırmak İstiyorum
. . . . . . . . . A C I M A D I K İ ! . . . . . . . . .