26 Mayıs 2011 Perşembe

Düşsel Bir Yanılgıydım

Yüreğimde zemherinin ayazı
Gözlerime yapışan, bir ölüm fermanı...

Çıkınımda duran onlarca tutulmayan sözler eşliğinde
Kalbim düzünsel atışlarını terk etmekte

Bir oyunbazlığın orta yerinde bana bahşedilen
Lanetin içinden çıkan büyüydün
Ya da büyüden çıkan lanet

Ama..
sen sevgili.. evet sen..
Düşsel yalnızlığımda..
Ve en ihtiyaç duyduğum o anda
Ve elimi uzatmış beklerken
Ve karanlıklar sarmışken sevdamı…
Benim için parlayan
Benim için karanlık semada yanan
Kutup yıldızım olamadın sen

Ütopyamda benim cennetimdin
Ama sen.. "terribilis"im olmayı seçtin
Sandın ki zehirliyorsun beni
Sandın ki gidersen bitecek her şey
Sanmaların bitmeden
Benim yerime de verdin hükmü
Ve hiç düşünmeden
İnfaz ettin aşkın büyüsünü
Büyünün içindeki aşkı…

Bir lanetti yaşananlar
Hiç yaşanmamıştı belki de
Lanetli hayatlar yaşadık yıllarca
Ya da asırlarca
Yaşanmamış olmasını ümit ettim
Ümit ettikçe bekledim
Bekledikçe daha çok sevdim
Sevmemeyi diledim
Diledikçe öldüm
Öldükçe lanet ettim
Ve sevgili…
Ben lanetimi kendim seçtim..

Sanma ki lanet sensin
Sanma ki içimizdeki aşk lanet
Yaptığım seçimlerle evrimleşen
En büyük lanetim ben

Binlerce yıl öncesinden sana gelen,
En büyük dileğindim…
Dilediğindim..
Belki bir doğum gününde
Belki de bir yıldız kayarken..
Sen diledin
Ve ben oldum..

Bir varmış bir yokmuşla başladı ya..
Aslında hiç var olmayan masal (ımız)
Bir lanet gibi içine çöken kara büyüydüm
Düşsel bir yanılgıydım
Belki de hiç olmadım senin için
Belki de bir hayaldim
Ve Sen..
Uyandın bu hayalden
Ve Ben..
Bittim o anda senin yüreğinde..


SEMA ŞENER



“Biz bir varmışız... Bir de yok... aslında hiç olmamışız…evvel zamanlar kadar uzak olmayan bir zamanda”

Dünde Seninleyim

Sen hayatın en büyük ihanetisin bana
Göz çukurlarıma kaçan nice uykusuzluğun
Nice can çekişlere kefaretisin
Candan öte can oluşlarına kanan aciz kimliğim
Son durağında yaşamımın
Sonsuz görünen uzaklıklar acıtırken gözlerimi
Zamansız terk edişlerle yanmakta yüreğim

Bir nefes alımı kadar uzağındayken
Fersahlar boyu yakınım aslında sana
Suskunluğum avaz avaz bağırırken
Korkularım yüzleşmekte sanrılarımla
Gülücüklerim gamzende saklı
Sözcüklerim dudaklarında
Tüm günahlar sığındı bir hiçliğin koynuna

Ve ben tüm vazgeçişlere inat
Sımsıkı sarıldım gecenin bağrına
Tuzaklarını yok saydım hayatın
Sandıktan çıkardım tozlu sözcükleri
Tüm kirlenmişliğe inat temizledim geleceği
Bugün bitti, gelecek geldi
Ama ben hala dünde seninleyim.

SEMA ŞENER

Dokunsan Yüreğime (Uyaksız Sevda)

Sen gittin ya dilim yarım, uyaklarım kayıp
Gidişinle tükendi kelimeler

Kanayan düşlerimin içinden
Çekip çıkarıldı kimsesiz esir hisler

Candı, kandı.. ama hükmü yoktu
Çaresizlik tavında demini almıştı yarınlar

Adı olmayan bir sevda, çıkmaz sokak misali
Takılıp kaldı dikenlerine imkansızlığın

Yokluğun bıçak gibi keserken geceyi
Karanlık gülümsedi bir an
Ve ardında yeşerdi cansız seviler..
Sözler uyumsuzluğunu kusarken gecenin koynuna
Sahipsiz uyaksız sevdaya dair tüm kelimeler

Kimliksiz bir duygunun esaretinde bedeni olmayan ruhlar,
Ruhsuz bedenlere inat,
Canhıraş bir çabayla tutunmakta bugüne.
Dünden bugüne..
Dünün gölgesinde yaşarken bugünü
Ama sevdasız ama yarınsız
Keşke’lerin kaygısı çöreklenmiş yorgun bedenlere

Özgürlüğü takıp bir kuşun kanatlarına
Yarınlardan uzanmak vardı sevgili sana
Hiçbir şeyi umursamadan
Dikenli tellere rağmen.
Kanayan ellerimize, yüreğimize
Birbirine hasret bedenlerimize
İmkansızlığa rağmen..
Bana rağmen..
Sana rağmen..

Sınırlar yok etmeden bizi..
Tek bir kez.
Son kez.
Dokunsan yüreğime..
Ve ben o an ölsem
Gece gözlerinin derinliğinde...
Tek bir kez ve son kez...

SEMA ŞENER




“İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz biz, dokunsak kanar ellerimiz”

Depresif Anlar (Yok Say Artık Beni)



Yine ıssız bir sabah...
Ezan sesi yankılanıyor bu soğuk,
Umursamaz sokaklarda...
Uykuya hasret gözlerim yeni bir güne merhaba diyor zoraki..
Bir ölünün gözlerinden bakıyorum,
Daha dün kendi kızıllığında ölen
Ve şimdi yine aynı kızıllıkta doğan güneşe...
Bu şehir beni boğuyor...
Yeni gelen günü, doğan güneşin azametini,
Eskisi gibi karşılamaktan aciz bedenimi
Sürükleyerek çıkarıyorum serin bir kış sabahına...
Yaşadığım hayatın sanallığını yalanlarcasına
Sabahın ayazı kesiyor yüzümü...
Bir rüzgarın acımasızlığını işte o an hissediyorum..

Okula giden çocuklara biraz da imrenerek bakıyorum,
Keşke diyorum keşke...
Bir gün de geçmiyor ki farklı olsun.
Bir gün de geçmiyor ki içim coşkuyla dolsun.
İçim yine bozguna uğramış savaş kalıntılarıyla dolu..
Gözlerime hükmüm geçmiyor..
Böyle olmayı ben istemedim ki.. ben istemedim.
Belki de istedim de, kendimi aklamaya çalışıyorum...
Kime karşı, kendime mi,
Yiten ve hatta küllenmenin de ötesinde savrulup giden
Parçalarını bir araya getiremediğim bir sevdaya mı?
Gün geçmiyor ki lanet okumayayım sevdaya,
Aşka ve dahil olan tüm duygulara.
Bu nasıl bir şeydir ki, nefret ettiğim halde atamıyorum içimden
Hayatımdan beynimden.
Ne yüzsüzlük ne arsızlıktır ki
Git dedikçe daha çok yüreğime yerleşen..
GİT ARTIK GİT İSTEMİYORUM SENİ...GİT ARTIK...
Yıllardır ev sahipliği yaptı bu beden...
Şimdi belki de ilk kez isyan ediyor ve çığlık çığlığa bağırıyor.
Çek git artık, yetmedi mi ödediğim diyetler...
Rahat bırak beni, rahat bırak...
Şimdi de ilk kez fısıldıyorum kalbime,
YOK SAY ARTIK BENİ...
Beni bana bırak...
Çıldırıyorum, haykırıyorum, ağlıyorum, bağırıyorum.
Gidin artık gidin benden, işiniz bitti benimle, ben bittim...
Kalmadı yokedeceğiniz bir parçam.
Lime lime oldu hayatım, bedenim ruhum.
Bırakın ölümüm bomboş olsun...
Bomboş...

SEMA ŞENER

Çılgınlığın Sıfır Noktası


İkiye bölünmüş ruhum..
Bir yarısı diğer yarısına ağlıyor...
Öbür yarım ise diğerine isyan ediyor...
Ve ikisi de yok olup gidiyorlar yarattığım girdapta...
Bir keşmekeşlik yakamda..
Sergüzeştlik kapımda..
Ve bir fenomeni yaşıyorum...
Nefes almak kadar doğal...
Güneşin kendi kızıllığında her akşam ölüp,
her sabah doğması kadar alışılagelmiş...


Denizin delisi ben...
Mavinin delisi ben..

Sonunda oldu...
Çılgınlığın sıfır noktasında,
gözlerimde garip bir ışık beklemekteyim...
gelmeyecek olan günleri..
gelmeyecek olanları..
İleriye bakamıyorum...
gözlerim acıyor...
çok uzak olduğundan mı,
yoksa çok yakında da bu yüzden mi bakamıyorum,
bilmiyorum..
ruhum kendi sürgününde,
gözlerim şahitlik etmiyor..
kalbim katilim olma yolunda...
körebe oynuyorum gelecek günlerle...
ebe benim...
bir türlü sobeleyemediğim kim?
Kör dalış yapıyorum henüz gelmeyen zamana.
Nefes almak için yukarılara çıkmak gerek...
Her çıkışta fark ediyorum ki en dipteyim..
Nefes almak doğal değil artık...
Soluğum ciğerlerimde esir...
ve güneş...
güneş öldü...

Delinin denizi ben..
Delinin mavisi ben..

SEMA ŞENER

Ay Işığı Senfonisi (Yokluğunla Söyleşi)





..........“Bir gece bir yıldız olup aksan gözlerimden yüreğime..
...........Hani o karanlığı bölen ışığını yollasan… Uzansan az…”


Karanlığa uzandı bak kırılası ellerim..
Bir parça ay ışığı senfonisi bestelemekte yüreğim..

..........”Öyle uçurumlar var ki aramızda senin gelemediğin..
........... Benim aşamadığım... çıldıracağım …”


Öyle hasretim ki kelimelerine..
Doldursan taşırsan sevginle beni..
Yaşatsan en delisinden sevdanı
Hani diyorum ki sevginle deliye çevirsen..
Delin olsam..
Derinliğinde kaybolsam..
Sarsan beni.. Sarsan.. Bırakmasan..
Keşke..

...........“Yarım ve kiralık zamanlara gebe aşkımız
........... Nice bakir umuttan daha çok ısıtıyor içimi”

Asırlardır içimde barınan, kimsesiz aşkın sahibi
Yüreğime konuşlandı kırık, yetim duygular
Ne yapıyorsun şu anda?
Düşünüyor musun sen de beni seni düşündüğüm kadar.
Özleyince elini koyuyor musun yüreğine..
İçin yanıyor mu seninde..

.............”Hani dokunsam diyorum.. yanar mısın...
...............Hani okşasam saçlarını... ağlar mısın...”

Aklımı firare vermişim sevgili..
Sevdana hüküm geçirmez sözlerim..

...........”Bir rüyaysa sevgili bütün bunlar,
...........Sakın uyandırma beni…”

Bir rüyaysa şayet bunlar uyanmayalım sevgili..
Hep böyle kalalım.sevdalı..özlemli..

.............”Bir ben varsam şu hayali dünyanda,
...............En azından bir ben, birazcık ben diyorum varsam, ne güzel…”

Yüreğimden dökülen hüzün notaları..
Duyuyor musun?
Ne çok isterdim gerçek olmanı
Oysa sarıldığım koca bir boşluk
Ve hayali dudakların dudaklarımda hissettiğim
Tek isteğimdi gerçekliğin..
Canım yanıyor..

...............'Sözlerin aynasıdır duygularımın.
...............Şimdi gidiyorum kalbimde bir yığın senle
...............Oysa ne çok götürmek isterdim yanımda seni
...............Dağıldım.. parça parça yüreğim..'

Gitme.. kal benimle..
Milyon kere söyledim bu sözü
Söz geçmez yüreğime bakışlarındaki acıdan
Kanayan ama kaybolmayan sevdanın adı
Görünmez bir iple darağacında asılı kaldı
Yüreğim kanıyor.

...............'Öyle alıştım ki seni sevmelere..
...............Senin beni sevmelerine
...............Vakit darlığında daraldım.
...............Kalabalık bir zamanı daha devirmem lazım
...............Yokluğunda üşüyorum bilesin..'

Zaman dar..
Sığdıramadık zamana yüreğimizi
Ne çok özlüyorum yokluğunda seni
Sesini duymadan nasıl yaşanır
Ya dokunmadan..
Bilmezsin..

...............'Bil ki gittiğim her yerde sen varsın
...............Uzun yıllardır beklediğim AŞK sensin
...............Şimdi geldim için ferah olsun
...............Ve sevgili..
...............Adın..adın AŞK olsun.'

Akşamın efkarı çöreklendi zavallı yüreğime
Kulağımda hüzzam makamlar
Dilimde acı bir beste..
AŞK’ım..yüreğinde..dilinde..
Elimde kimsesizliğim..sensizliğim..
Olsun.. yine de..
Adım AŞK olsun senin dilinde..

Bir parça ay ışığına bulandı kimsesizliğim
..........Ellerimde kalan birkaç sevda bestesi
...................Hüzzam tadında.. sensizliğim..


SEMA ŞENER

Aşkımızın Canı Yandı



Hazımsız duygular
Körelmiş inançlar
Asrın cinayeti pusuda

Darağacında aşk ve sair sevdalar
Yağlı ilmek sırası bekleyen özneler
Ölmek kaçmaktır sözüne meyledenler
Ölmek mi kaçış yoksa kaçış mı ölüm bilmezler..

Bitmeyen çelişkiler içinde
Bu koca karanlık izbe metropolün gölgesinde
Kendi cinayetimi planlıyorum belki de
Yüklemi olmayan cümleler eşliğinde
Sinsice ilerliyor ölüm

Ölüm sensiz kalmaktı ya hani
Karanlığa sensiz gitmekti
Oysa es geçmişim bir gerçeği
Hatta tek gerçeği
Asıl sensizlik ölümmüş ya gülüm

Kapadım gözlerimi haykıran gerçeklere
Yüreğimi yakıyor kanayan duvarlar
İçimin acısı parmak uçlarımdan çıkıyor
Canım damlıyor camlaşan gözlerimden
Ve ben adım adım yaklaşıyorum sensizliğe
Göz çukurlarımda kalan ihanetler
Zamansız kesiyor yollarımı

Sevdam üşürken yüreğimde
Avuçlarımda geçmişin külleri
Ben sevdim mi tam severim derken
Sevdam, hep yarım kalmaya mahkum sanki

Kendimi hapsettim yaşanmamışlıklar içine
Kestim cezamı attım sonsuzluklara sevdamı
İşte bu yüzdendir ki
Ne söküp atabiliyorum yüreğimden
Ne de adam gibi sevebiliyorum seni yar

Kangren olmuş akşamların sessizliğinde
Tanıklık ediyorum yine duygularımın hüzünbaz sevişmelerine
Kelimelerim can çekişirken kalemimin ucunda
Yazamadığım kelimelerin çığlıkları kulağımda


Eskilerde kalmış, bir olan iki gönülün samanlık macerası... Şimdilerde şatolar bile yetmiyor hazımsız yüreklere...Şehvetin esiri olmuş aşka dair tüm duygular...Tensel temas olmadan yaşanmaz olmuş aşklar..Aynı yaşandığı sanılan sevdalar gibi masallar bile yalan olmuş..


İşte bu nedenledir ki yüreğim.. Son zamanların en hazin öyküsüyüz aslında sen ve ben..Geçmişin gölgesi düşerken yüreklerimize Kerem ile Aslı’nın can bulmuş ruhlarıyız bu asırda..Ve ruhlarımız yanarken sevdanın ateşinde, bedenlerimiz ayrılığın ayazında üşümekte..

Hazımsız duygular
Körelmiş inançlar
Asrın cinayeti orta yerde

Tek tek öldürüldü adı sevgiden geçen herkes
Şahit olmadı maskeler ardındaki yüzler
Ve bu hazin öykü için saklanılan
Tek bir damla düşmek üzere gözlerden

Biz aşka ihanet ettik sevgili.. kendimizle birlikte ihanet ettik aşka. Yarım bıraktık, eksik yaşadık.. bir yanı yetim bir yanı öksüz...

Ve ben...
En büyük yalanı söyledim kendime
Gerçekler dilime yapıştı
Sahip çıkamadık aşkımıza yüreğim..
Aşkımızın canı yandı..


SEMA ŞENER

Aşk Öldü

Islaktı gözlerim...
hüznünü bulutlara yükleyip
gecesine kavuşamayan gündüzün
hüznünü yağdırdığı gibi yağıyordu
gözlerimden anlamsız yaşlar..

Anlamsızlık taa içimdeydi benim..
Seninle sensizliğin olduğu yerde...

Kimi sevmeye kalksam sen oluyor karşımdaki..
sen şimdi kiminlesin bilmem ama ben hep seninleyim..

Gidişin ölümdü...
Ölümüm ardından bakarken kal diyemeyişimdi..
Yüzyıl oldu sanki gidişin,
ardından bakarken şimdiki gibi ıslaktı kirpiklerim..

Gittin...
belki de hiç gelmemiştin,
ben gelmiş olmanı ümit ettim.
Bu ümitle yaşattım asırlardır
içimde yaşayan hayalden ibaret sevdamı...

Kaçışlarına gizlenen sen değildin
belki de tüm korkaklığımla bendim senden kaçmaya çalışan..

Dağ gibi hüzünlerden arta kalan
yıllanmış şarap tadındaki sevdanla
yüzleştim sonunda sevgili..
Senin için çok şey olmaya çalıştım..
ve sonunda hiçbir şeyin oldum..

Seni sevmek saflığın doruk noktasındaki
buğulu bir hüzündü ruhuma dolan..
seni sevmek seni özgür bırakmaya razı olmaktı..

Gittin...
önce sıcaklığın çekildi tenimden..
sonra nefesin gitti yüzümden..
Arkası dayanılmaz bir soğuktu
her gece beni uykumda bile titreten..
Tek bir söz bekledim senelerdir senden.
Geldim demeni bekledim..
Ama sen rüyalarımda bile söylemedin..
beni bir söze hasret ettin..

Aşka inancım yok oldu sevgili..
İnandığım aşk, Leyla’yla birlikte öldü asırlar önce..
İnandığım aşk, gidişinle birlikte yok etti beynimde
senden kalan aspire olmayan tortulaşmış duyguları..

Aşk öldü sevgili..
aşk öldü..
Sevgi üzerine yazdığım tüm cümleler yokoluyor birer birer..
Gözün aydın sevgili, bıraktım seni ruhumdan...
özgürsün artık çekil git düşlerimden...
çık git beynimden..
De ki, aşk öldü..
Farzet ki...
ben öldüm..
toprağa karıştım yok oldum..
git artık benden..
Artık ben yokum...

Aşk Öldü....

SEMA ŞENER

Affet Yoksayamadım Seni



Gecenin kokusu sinerken üzerime
Beyin kıvrımlarında dansetmekte kelimeler.

Anlamsızlık yapışmışken ömrümün sayılı kalan zamanına,
Tüm ihtişamınla geldin sensiz kıyılarıma.
İmkansızlığını soyundukça sevdanı giydirdin üzerime.

Ben sana aktıkça sen doldun..
Sen benimle doldukça taştın..
Taştıkça sardın, sardıkça yaktın.

Ayazda iki yürek
Yangınlar ortasında
Küllerin içinde
Dansederdi bir zamanlar
Hangi zamanlar..
Ne zaman..var mıydı öyle bir zaman…

Yoktu senden öncesi yaşanmışlıklardan arta kalan.
Yaşanmamış ne varsa sana dair
Akreple yelkovanın takılı kalmış ucunda...

'Sensizliğim..
Kalın bir örtü gibiydi yüreğimin üzerini örten..'

Seninle bu kadar doluyken
Her yanım seninle çevriliyken
Ne yöne dönsem sana “sobe”lenirken,
Görünmez ellerin hala yüreğimi sıkarken.....

De bana sevgili,
Yok sayabilir miyim seni?
De bana…
Yok sayabilir miyim yaşanmış bir sevdanın küllerini eşelendiğimi?
Yok sayabilir miyim sana olan sevgimi?
Peki ya, yok sayabilir miyim sendeki yüreğimi?

Sen gitsen de benden,
Ben yine söküp getiririm seni yaşadığın şehrin kalbinden..
Sen öldüm desen de
O aşifte şehrin rahminden sezeryanla alırım seni.
Ben bu kadar senken..
Sen bu kadar benken..
Bizken..
Yok say beni diyemezsin,
İsteyemezsin bunu benden...

Ama… gittin benden..
Gitmemi istedin senden..
Korktun belki de aşktan
Hiç yaşamadığın bu tılsımlı duygudan..

Affet, yok sayamadım seni sevgili..
Ben seni yok sayamadım..
Zamanın durduğu bu noktada susuyorum.
Kanayan ruhumun tüm kırılmışlığıyla
Hiç yapmadığım bir şeyi yapıyorum
Ve ilk kez yüreğine fısıldıyorum:
“Yok sayabilirsin artık beni”

Yenilgiyi yakıştıramadım kendime, tıpkı gidişleri yakıştıramadığım gibi.. Ama bana çok yakıştığını düşünmüş ki hayat, iğneledi üstüme hayal kırıklığını ve terkedişleri..

Acaba bir gün...Bir gün hayat eğilip de öper mi beni de alnımdan...


SEMA ŞENER

Sessiz Sevmeler



“İki varlık iki yürek atar dururmuş uzaklarda...

....ve bu varlıkların kalpleri kanarmış her gece”

Kalbim hep kanamaya mahkum sanki. Bir kez de kanamasa sanki.. olmaz mı..

Her zaman tek başıma yaşadım sevdamı. Tek kişilik dünyamda çok kişilik sevdim... kocaman sevdim.. Sitem değil bu sözlerim sakın ha yanlış anlama sevgili.. Gönül kırgınlığı bu.. ama sana değil.. sen haklısın.. belki.. kırgınlığım tamamen kendime.. gönlüme..yüreğime.. bu yürek var ya bu yürek.. durur durur nerde imkansız var gider onu sever işte..

sessiz sevmeye odaklı kalbim sanki. haykırırcasına sevmek isterdim oysa.
sevmeler hep içten, hep susarak mı olmalı?
ben seni bir kenardan, sessizce, inceden mi sevmeliyim?
özledim seni. özlüyorum. elimde değil.

Ruhun bensizliğin ağırlığını çekiyor mu şu dakikalarda.. bilmiyorum.. ve..bilmeyi deli gibi istiyorum..

Suskunluğun aşkından daha çok deliye çeviriyor bilesin... sessizliğinin yanında sensizliğine de mahkum etme beni sevgili ne olur...

Özlemin bazen isyana yöneltse de kalbimi ve dilimi, yine de orda, her nerdeysen.. işte orda.. beni de beraberinde götürdüğünü biliyorum. Her an aklında olmasam da sevdam girdi ya bir kez yüreğine, arada hatırlasan da olur beni.. sitemim yok sana yüce gönüllü sevgili... sitemim yok sana...

Bir yaprak misali salınsa da bedenin ardım sıra, bil ki asla izin vermem yere düşmene.. avuçlarımda saklarım sana ait olan herşeyi sakladığım gibi.. Keşke büyütebilseydin çocuk cesaretini ve keşke artık maziden toplamak zorunda hissetmeseydin bölünmüş kimliğini..Çok ihtiyacım var buralarda sana.. varlığına.. sıcaklığına.. sesine.. bırak mazi adına yakışır şekilde kalsın geçmişte. sen maziyi bende yaşadığın milyon yıllık aşkla an.. gerisini bırak yüreklerimiz yaşasın. özlüyorum seni, her zaman ki gibi.

Hani şu anda çıkıp gelsen, kollarına sarsan beni.. sıcacık.. sımsıcacık duygularla minik bir buse kondursan dudaklarıma.. İçsem hasreti dudaklarından kana kana..

İmkansızlığın takılsa da dikenlerine hayatımın seni sevmek ne güzel sevgili.. çok güzel..inanılmaz güzel. Tarifsiz..seviyorum seni..

İçimde sakladığım kimsesiz aşkın sahibisin sen.. hep senmişsin beklediğim.. sana saklıyormuşum yüreğimdeki kırık yetim duyguları.. Aşksın bende.. hüzünsün.. göremediğim, dokunamadığım can yarım..söylenmemiş nice sevda sözümsün.. içimdeki yaralara belki de tek çözümsün..

Bir ateş düştü yüreğime.. tam şuraya sevgili.. hani sol yanımda göğsümün hemen altındaki yer var ya.. alev alev şu anda.. acaba diyorum.. hani tek isteğim bu ama.. acaba ben mi düştüm aklına.. uzanıp da.. yüreğimi mi tuttun ellerinle.. belki de kuruntu.. çok istiyorum ya öyle olmasını.. öyledir diye umut ediyorum işte.. kınama beni.. çok bekledim çünkü.. sitem olmalı mı aşkın içinde sevgili... sitem etsem üzer miyim seni.. Onca zaman beklemişim seni.. sitem etmeden.. edemeden.. hem sen sevmesen de severim ki ben seni.. beni seviyorsun diye sevmiyorum ya.. sen olduğun için.. o yüreği ruhu taşıdığın için.. herşeyinle.. seviyorum..

Bu bizim masalımız değil mi sevgili.. sonunda asla düşmeyecek olan üç elma var gerçi ama.. sonsuz bir masal olsun bizimkisi.. varsın olmasın sonu.. Hani.. BİLSELER... KISKANIRDI ya cümle alem.. bizi.. sevgimizi.. ama.. varsın kimseler bilmesin yüzyılın en güzel aşk masalını.. biz biliyoruz ya.. sevgimiz var ya.. ne güzel.. sen ne güzelsin..

Sessiz sevmelere mahkum ettin bu yüreği sevgili.. senden gelen her güzel şeyle birlikte buna da eyvallah..

Kalbim kalbine emanet yar...ben ruhuna talibim..


SEMA ŞENER

Gönülçelenim

Ertelenmiş hüzünlere teslim edilen,
Birkaç fasıl heyecan, vuslat arkası gelen..
Oysa nice özlemlere gebedir
Kimsesizliğin koynunda bedenim.
Onca özlem, onca hasret içinde
Çaresiz bir suskunluğa suskunum
Yüreğimin efendisi, gönül çelenim..

Hasretin mi yakan, sevdan mı..
Sevdan olmasa bilir miydim hasreti..
Ya hasretin olmasa..
Yanar mıydım yine de Ferhat gibi..
Ey yüreğimin efendisi..
Sanadır tüm sevda sözleri..
Sanadır gülüşlerin en masumanesi..
Dudakta yinelenen sözler,
Kalbe indiğinden beri;
Bir parça deliyim, bir parça sevgili..

Muğlak bir aşka gönül verenim
Mavi bir hüzne erteledim baharları gönül çelenim
Kimsesizliğime kaçarken sürgün vuslatlardan
İç savaştan çıkmış yıkık bir harabeyim

Suskunluğun öldürürken gönlümü
Sessizliğe mahkum ettin ruhumu
Yüreğimden yüreğine akanları toplarken çaresiz
Adam gibi sevemedim ya seni
Yüreğimin efendisi, gönül çelenim..

SEMA ŞENER

Saklı Sonbahar

Tutundum esen rüzgarın öfkesine..
Bozkırın neşesiz neşesinde binlerse ses..
Bedenimden kopan çığlıklar..
Yüreğimde lanet sözleri..
Korkularım tutsak kimsesizliğime..
Eksilmiş yanım çoktan borana tutulmuş..
Aç köpekler gibi hastalıklı anılar..
Ruhum mu?
Onu hiç sorma..
Ruhum.. sana.. ömür...

Geçmiş zamanlardan gelen
Nefesi küf kokan bir kuklacıda iplerim
Ellerinde..
.......Çaresizliğim..
Zamanın behrinden kopup gelen
Evvel zamanlar ötesinde bir zaman..

Bir kaosa saplı sessizliğim içinde
Seni çektim ciğerlerime
Bir nefes.. sonra bir nefes daha..
Biri senin.. biri benim için..

Ben sende milyon yıllık bir aşkı
Tattım yeniden...
Sen bilmedin...belki...
Bildin.. belki...
Senin için..hep saklı bir sonbahar‘dım
Kalbimde paslı hatıralara sığındım
Bir kelebeğin kanadına yazdım sevdamı sonra..
Ve aldırmadım yokedişine hayatın... onu bir çırpıda
Biliyorum ki.. ne yapsak da
Yüreğimdeki kelebek etkisi sürecek yıllarca..
Yani değişse de geçmişin izleri
Sevdan yüreğimde hep baki.. hep gizli...
Tıpkı ömürden çalınan saklı bir sonbahar gibi..

SEMA ŞENER

Bir Şizofrenin Günlüğü

Gecenin siyahı çökerken üzerime, aklın sınırlarını zorlayan bir çığlıkla avaz avaz susuyorum..
İçime çöreklenen ölümün sessizliğine inat, göğsümün tam orta yerine gelip patlıyor çığlığım..
İmkansızlığın karşısında canhıraş bir çabayla tutunmaya çalışırken yaşamın takılı kaldığım kıyısına, ellerimin boşluğu sarmasıyla sarsılıyor bedenim. Sanrılarımın bir oyunumusun yoksa imkansızlığın mı hayal dünyamın kapılarını zorluyor yine..bilmiyorum..

İçimdeki cesede dokunuyorum bir kez daha.. ellerimdeki kana bakıyorum boş gözlerle.. bir umut.. yokmu…


Kafamın içinde binlerce ses.. susturamıyorum..susmuyorlar..
- Bırak gitsin..
- yooo olmaz..
- bırakırsam ölürüm..
- giderse yiterim…
- Devam et..boşver her şeye..
- Bak bu olur.. ama imkansızlık? ? O ne olacak?
Yanıt…Sessizlik..

Gece daha da siyahlaşıyor.. dört duvar karanlığın boğucu kollarında arıyorum sanki huzuru..
Yitikliğim bir kez daha hortlarken yattığı yerden, kaderimin pis sırıtışı midemi bulandırıyor..
Gidin başımdan.. yalnız bırakın beni..
Yok mu sesimi duyan.. yok mu akan bu kanı durduran..
Tiz bir çığlık yükseliyor boğazımın derinliklerinden..

Saatin tiktaklarına takılıyor beynimin gözleri..
Tik tak..tik tak..
Zamanın acımasızlığı bu.. nasıl da alay ediyor benimle..
Gözlerimin kenarında oluşan derin çizgileri hatırlatıyor yeniden..
Aynanın karşısında gördüğüm yansımaya bakıyorum tik tak’lar uğuldarken beynimde..
Ne kadar zamanım kaldı?
Bazen diyorum ki… her şeyi bırak bir kenara.. yaşa yaşayabildiğin herşeyi..
Önüme duvar gibi dikiliyor yine kahrolası imkansızlığın..
Hangi yöne dönsem çarptığım bir duvar..
Kopası başımı vursam bu duvara.. yıkabilir miyim? ?
Hani şarkıdaki gibi.. “Ben imkansız aşklar için(mi) yaratılmışım...”

Gözlerim karanlığa teslim ediyor kendini.. son ışık kırıntısıda kayboluyor yavaş yavaş..
Uyusam.. uyandığımda sen olsan yanımda.. keşkeleri teslim edemiyorum dünün umursamazlığına.. belkilerle yıkılmıyor imkansızlığın duvarları..

Seninle varolan gerçeklik yıkılası bu duvarla anlamını yitiriyor..
ben yine.. aykırı..bir..şizofrenim…
engel olamıyorum değişime…

Hayallerime bırakma beni..
Sanrılarıma teslim etme..
Tut ellerimi.. çek çıkar beni..
Yık şu duvarı..
Sana ihtiyacım var…
İhtiyacım var sana..


Bir Şizofrenin Günlüğü
(Deneme)


SEMA ŞENER

Ayrılık Sonatı



İçimi titreten bir hüzzam makam tadındayken sevdan
Ayrılığın kokusunu çekmekte şimdilerde yüreğim

Neden’siz.. niçin’siz...
Ayrılık tadında bir türkü...
Ama bestesiz.

Kulağıma çalınan hüzünlü nağmeler eşliğinde
Güneşin son ışıkları dansediyor sardunyalarımın yapraklarında

Söylesene sevgili..
Hangi akşamın dönülmez ufkundasın
Hangi hüzzam eserin notalarına sakladın kendini
Yoruldum yüreğime düşen nağmelerde aramaktan seni
Oysaki bir çiğdin gözlerimden gönlüme düşen..



Peki ya, kanarken ruhum nerdeydin?
Hangi hazanın dalından kopan yaprak oldun
Hangi kar tanesinde barındırdın sevdanı ki
Bu kadar çabuk eriyip gittim ellerinde

Kaç zaman oldu gecelere masumiyetimi teslim edişim
Kaç sabahtır cinnet akşamlarından kalmayım..
Gözlerimi her sensizliğe açışımda
Aynı isyanlar dilimde,
Ama her seferinde sevdan yine yüreğimde..

Çık git dedim beynimden
Vazgeçmedin her seferinde yüreğime ebelenmekten

Git dedim..
Gelme dedim...
Dinlemedin

Yokum dedim
Toprak oldum dedim
Görmedin

Susuşuma sustun
Kaçışıma kaçtın

Söylesene sevgili..
Neden yok oluşumlarımda, yok olmadın?

Aşk ölümdür bedene..
Aşk ihanettir hayata..
Aşk acıtır ruhları..
Aşk bilmecedir yüreklere..

Yine gece.. Yine dolunay..Cinnet akşamlarından kalma yok oluşuma, bir parça ay ışığı senfonisi bestelemekte yüreğim..


SEMA ŞENER

(SENLİ) Aşkı Iskaladım

Sadece sevmek istedim seni
Herkesten farklı
Görmeden dokunmadan
Tüm ruhumla sevmek istedim
İçimden geldiğince
Şöyle ya da böyle değil
Sadece sevmek istedim seni

Sen nefesini alırken
Ben nefesimi verdim
Sen giderken ben geldim
Sen unuturken ben hatırladım tekrar tekrar

Göğsünün sol yanındaki eksikliği benimle tamamlarken
Ruhumdaki eksikliği tamamlamanı istedim
İki farklı bedende yaşayan
Tek yürek olmak istedim

Sen hep kaçışlarına gizlendin,
Ben hep seninle doldum
Doldukça taştım
Taştıkça yaktım
Yaktıkça yandım

Bir ahh dedim kelimelerim kül oldu
Bir rüzgar esti küller sende durdu
Sen off dedin kelimelerimin canı yandı

Hani Adem’i bütünleyecek bir yarım vardı
O da Havva’ydı
Hani Adem Havvayı kendini sever gibi sevdi
İşte..
Ben seni kendimden bile çok sevdim
Ama..
Sen tamamlanmak istemedin
Ben hep yarım kaldım
Üstündü sevdam sen görmek istemedin
Sen çığlığını gömerken sessizliğe
Ben gidişini duyamadım

Seninle giden vuslattı Adem oğlu
Ben SENLİ aşkı ıskaladım..

SEMA ŞENER

Bunca Kalp Kırıklıklarına Rağmen, Küçüklüğümde Yaptığım Gibi Rüzgarı Arkama Alıp Bağırmak İstiyorum

Bunca Kalp Kırıklıklarına Rağmen, Küçüklüğümde Yaptığım Gibi Rüzgarı Arkama Alıp Bağırmak İstiyorum
. . . . . . . . . A C I M A D I K İ ! . . . . . . . . .